Halitozis, başkaları tarafından fark edilen, hoş olmayan nefes kokusu olarak tanımlanabilir. Yetişkinlerin çoğu ve çocukların bir kısmı ağız kokusundan şikayetçidir. Bu belirti zaman zaman ortaya çıkabildiği gibi, düzenli bir şekilde devam ederek kronik bir seyir gösterebilir. Ağız kokusunun yarattığı sorunlar öncelikli olarak psikolojiktir ve bireyin sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler. Bu sorunun ne denli büyük olduğunun göstergesi, ağız kokusunu önlediği varsayılan ağız gargaralarının, spreylerinin ve çiğneme tabletlerinin büyük bir piyasa payı olmasıdır. Yakın zamanlara kadar diş hekimleri ve tıp doktorları ağız kokusunu pek önemsememişlerdir. Oysa ağız kokusu olgularının büyük kısmı oral kaynaklıdır. Bu nedenle ağız kokusunun teşhis ve tedavisinde diş hekimlerine önemli bir sorumluluk düşmektedir. Eğer ağız kokusu şikayeti uzun süredir kronik olarak devam ediyorsa bu mutlaka ağızdan kaynaklanıyordur.
Fizyolojik Halitozis
Her sağlıklı birey sabah uyandığında sindirim kanalında biriken gazlar veya dil sırtında üreyen bakterilerin sebep olduğu ağız kokusu ortaya çıkabilir. Dil sırtını fırçalamak ve sürekli olmamak şartıyla çinko içeren ağız gargaraları kullanmak ve sakız çiğnemek bir çözümdür. Beslenme sonrasında görülen, nefesteki (ağızdaki değil) çirkin koku da fizyolojiktir. Örneğin sarımsak yiyen bir insanın kanına geçen uçucu aromatik bileşikler, dışarı atılır. Kan gazlarının akciğerden atılımının sebep olduğu bu koku bir hastalık değildir. Tedavi gerektirmez.
Patolojik Halitozis
Patolojik halitozisi olan hastalar diş hekimine ağız kokusu şikayetiyle müracaat etmeyebilirler. Ağızlarındaki çirkin kokunun ya farkında değildirler, ya tolere etmektedirler veya kabullenmişlerdir. Bu vakalar 3 kategoriye ayrılır:
- Tip-1: Ağzının koktuğunu hastanın kendisi tespit eder. Böyle hastaların %24.1'i diş hekimine müracaat ederler. Genellikle ağızlarındaki kokuyu kabullenmişlerdir. Halitozisten farklı bir şikayet ile diş hekimine müracaat ederler. Diş hekiminin uyarısı ile tedavi edilirler.
- Tip-2: Koku, hastanın kendisinin değil, yakınlarının tespitidir. Böyle hastaların %50'si diş hekimine müracaat ederler.
- Tip-3: Ağız kokusu, hastanın kendisi veya yakınlarının tespiti değil, şüphesi veya tahminidir. Veya hastanın aralıklı dönemlerde silik yakınmaları olmaktadır. Böyle hastaların daha büyük bir kısmı diş hekimine müracaat eder.
Ağız Kokusunun Sebepleri
Ağız Boşluğu Dışından Kaynaklı:
Kaynağını ağız dışında bir yerden alan ağız kokusu kastedilmektedir. Oral olmayan sebeplerle ortaya çıkan ağız kokusunun görülme sıklığı %13'tür, bunların %4'ü kulak-burun-boğaz, %3'ü hem oral hem kulak-burun-boğaz, %1'i ise sindirim kanalı kaynaklıdır. Bazen barsak gazları buna sebep olur.
- Özellikle sinüs ve akciğer kaynaklı (solunum yolu) enfeksiyonlarda,
- Şeker hastalığı (aseton kokusu gibidir),
- Böbrek yetmezliği, üremi (amonyak kokusu gibidir),
- Karaciğer yetmezliği, siroz (bozulmuş kan kokusu),
- Metabolizma bozuklukları (teşhisi zor olabilir, zaman zaman ortaya çıkan kötü bir balık kokusu)
- Açlık, diyet, ağız kuruması, oruçlu olmak (Sıvı gıda eksikliklerinde vücuttaki yağ ve protein çözünmeye başlar, bu metabolizmanın yan ürünleri kötü ağız kokusu olarak yansır).
- Sürekli olarak tüketilen sigara, sarımsak, soğan, kahve…gibi koku veren yiyecek-içecekler.
Ağız Boşluğu Kaynaklı :
Ağız kokusunun sebeplerinin %87 si ağız boşluğu kaynaklıdır. Bunlarında; %51'i dilden (Ağızda, özellikle dilin arka tarafında milyonlarca bakteri yaşar. Çoğu insanda ağız kokusunun sebebi bunlardır. Ağzın sıcak ve nemli ortamı bu bakterilerin büyümesi için ideal koşulları oluşturur),
- %17'si gingivitisten,
- %15'i periodontitisten,
- %17'si de bunların karışımından kaynağını alır.
Bu tip ağız kokuları kompleks vakalar değildir. Sebep ilk muayenede belli olur. Sorunlu dişeti dokuları göz ile kolayca tespit edilebilir ve kolay tedavi edilir. Hatta bazen kokunun kaynağını hasta kendisi gösterir.
Tedavi (Ağız Kaynaklı)
Diş ve dişeti sağlığı
Diş çürükleri, diş eti iltihapları ağız kokusunun önemli nedenlerindendir. Ağız içi herhangi bir enfeksiyon bakteri üremesini artıracağı için daima ağız kokusuna neden olur. Bu nedenle diş hekiminizin önerilerini mutlaka dinlemelisiniz.
Mevcut protez ve köprülerin kontrolü
Ağız içinde var olan eskimiş köprü ve protezler zamanla gıda birikmesine yol açacağından kötü kokulara neden olabilir. Bu durumlarda yenilenmesi gerekenleri değiştirmeli, eksik olan dişlerin yerleri için gerekli tedavileri yaptırmalısınız.
Sakız çiğneyin
Tükürük ağız kokusu ile savaşmanın en güçlü yoludur. İçinde yemek parçacıklarını yerinden söküp mideye gönderecek güçlü enzimler, güçlü bakteri öldürücü antibiyotikler vardır. Bu nedenle şeker gibi bazı hastalıklarda, pek çok ilacın yan etkisi olarak ortaya çıkan kuru ağızlar daima kötü kokuludur.
Sabahları niçin ağzınızın kötü koktuğunu merak ediyorsanız yanıt buradadır; gece boyunca tükürük salgısı azalır ve ağzınızın içindeki yemek parçacıkları uzun süre burada durur. Bakteriler de onları afiyetle kullanır ve çürütür. Böylece sabahları ağzınız kötü kokabilir. Şekersiz sakız çiğnemek tükürük salgınızı artırarak ağız temizliğinize yardımcı olur. Nane şekerleri ve tatlı sakızlar genellikle işe yaramaz ve durumu daha da kötüleştirir. Ancak xylitol içeren sakızlar da bu konuda size yardımcı olabilir.
Tarçın kullanın
İçeceklerinizde ve uygun yiyeceklerinizde tarçın kullanabilirsiniz. Tarçın ağız içi bakterilerle mücadelede önemli bir silahtır. Eğer varsa tarçınlı şekersiz sakızlar da uygun bir öneri olabilir.
Daha fazla su için
Özellikle yaşla artan vücut kuruması pek çok yönden dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Çok su içmek onlarca diğer yararının yanında dilinizin kurumasını da önleyerek ağız kokusu ile mücadelede önemli bir silah olarak kullanılabilir. Su ağız içindeki bakterilerin minimumda tutulması için direk yardımcıdır. Ayrıca tükürük salgısını artırarak da yardımcı olur.
Asla burnunuz tıkalı uyumayın
Sinüzit gibi hava yolu rahatsızlıkları ve burun tıkanmasına neden olan diğer durumlar geceleri ağızdan nefes almamıza neden olur. Bu durum ağzı ve boğazı kurutarak bakterilerin üremesi için ideal bir ortam oluşturur. Azalan tükürük salgısı durumu daha kötü hale getirir. Bu nedenle kesinlikle burnunuz tıkalı uyumamalısınız. Bir KBB doktoruna danışmalısınız.
Basit şeker tüketiminizi azaltın
Beyaz un, beyaz şeker, glukoz/fruktoz şurubu ile tatlandırılmış tüm hazır gıdalar ağız içindeki bakteriler için inanılmaz bir hazinedir. Bu tür şekerleri çok kolay kullanarak hızla çoğalırlar. Basit şekerler (atıştırmalık tüm şekerli gıdalarda olduğu gibi) diş çürüklerine neden olur ve ağız sağlığını büyük bir süratle bozarlar. Bu nedenle basit şeker tüketiminizi azaltmalısınız. Bu da su içmek gibi size onlarca yararın yanında ağız kokunuzun azalmasına da yardım edecektir.
Lokmaları iyi çiğneyin
Bu sayede yiyeceklerle tükürük salgısı iyice karışır ve ağızda yemek parçası kalma olasılığı düşer. Daha çok çiğneme hareketi daha çok bakterinin yerinden koparak mideye gitmesine yardımcı olur.
Diş ipi kullanın
Diş ipi sayesinde fırçanın çıkaramadığı yerlerdeki bakteri ve yemek artıklarını sökebilirsiniz. Özellikle diş gövdeleri arasındaki dar bölgelerde biriken yemek artıkları hızlı bakteri çoğalmasına neden olabilir.
Sigara içmeyin
Sigara içmek ağız kuruluğuna neden olduğundan ağız kokusuna sebep olur. Ayrıca diğer bir ağız kokusu nedeni olan diş eti hastalıklarına da zemin hazırlar.
Klordioksit tedavisi
Kötü nefes kokusuna neden olan kükürt bileşenlerinin üretimini engellemek amacıyla, ağız içindeki tüm sert ve yumuşak dokular 20 ppm'lik klor dioksit (clo2) ile yıkanır.Clo2 kükürt bileşiklerini ve tiyolleri oksidize ederek kokusuz tuzlar haline getirir. Bu gargaranın uygulama şekli hekim tarafından hastaya tarif edilerek evde tekrarlanması ağız kokusunun kalıcı olarak ortadan kaldırılmasında etkili olmaktadır.
Psikosomatik Halitozis
Böyle hastalarda yakınma olmasına rağmen aslında gerçek bir halitozis yoktur (Psödohalitosis), patolojik halitozisten ayırmak ise zordur. Böyle hastaların tedavisi için diş hekimi ve psikiyatrist işbirliği gerekir. Çünkü böyle hastaların bir kısmında koku değil koku korkusu vardır (Halitofobi).